Tekerlekli Sandalyeliler Yayoi Kusama’nın Infinity Mirrors‘ını Göremeyince
Tekerlekli sandalye kullanıcıları Yayoi Kusama’nın “Infinity Mirrors” (Sonsuz Aynalar) ‘ını göremiyordu. Müze ise buna yenilikçi bir çözüm üretti.
“Infinity Mirrors” sergisinin sihri kapı arkanızdan kapandığı andan itibaren başlıyor. Her tarafınız aynalarla çevriliyken, ziyaretçiler kendilerini sonsuz gibi gözüken parlak renkli ışıkların ve geometrik heykellerin içinde buluyor.
Fakat Hirshhorn Müzesi’nin ve Sculpture Garden (Heykel Bahçesi)’ın (serginin 14 Mayıs’a kadar yer alacağı mekan) müdürleri erken safhada bir zorlukla karşılaştılar: tekerlekli sandalyeli ziyaretçiler için aynı sihri yaratmak.
Fiziksel engeli bulunan ziryaretçilerin de bu deneyimi tam anlamıyla yaşayabilmeleri için ne yapmamız gerektiğini bulmamız gerekiyordu.
–Beth Ziebarth, Smithsonian’s Accesibility Program (Smithsonian’ın Erişilebilirlik Programı)’in sahibi.
Çözüm arayışına giren Hirshhorn ekibinden, çokluortam ve teknoloji girişimlerini gözeten Drew Doucette’in aklına hemen sanal gerçeklik (VR) geldi.
Şu an VR, oyuncular ve teknoloji meraklıları arasında inanılmaz popüler. Oynadığınız bir oyuncaktan ziyade, VR’ın insanlara bir şeyleri erişilebilir kılabileceğiniz gerçek bir kullanımı var.
-Doucette.
Sanal gerçeklik kendisine eğlence amacının da ötesinde çok farklı kullanımlar buldu. Haber kaynakları, hükümetle alakalı olmayan organizasyonlar ve vakıflar olaylar için farkındalık yaratmak ve daha dikkat çekici hikayeler anlatmak için bu teknolojiyi kullanmaya başladı. Eğitim, sağlık ve savunma endüstrileri alanlarında da uygulamalar keşfedildi.
Renwick Galerisi, National Museum of Natural History (Doğal Tarihin Ulusal Müzesi) ve diğer Smithson Kurumu oluşumları önceden de sanal deneyimler oluşturdu. Amaçları çoğunlukla sergiyi gelip göremeyecek durumda olan insanlara ve öğrencilere ulaşmaktı. “Infinity Mirrors” ise engelliler için erişilebilir müze oluşturmak için sanal gerçeklik kullanan ilk sergi oldu.
Yayoi Kusama – Infinity Mirrors
Bu fazlaca popüler sanat sergisi, altı taşınabilir odada, Japon artist Yayoi Kusama’nın yarattığı eserleri sergiliyor. Bir oda kanarya sarısı balkabakları, biri çingene pembesi küreler ve bir diğeri ise basit sallantılı ışıklarla dolu. Aynalı duvarlar bu nesneleri tekrar tekrar yansıtarak sonsuz uzay hissi yaratıyor.
Fakat odaların üçünde, deneyimi tam anlamıyla yaşamak için ziyaretçiler 30 inçlik antrelerden geçmek ve 4 fitten daha az genişlikte platformlara çıkmak zorunda. The Americans With Disabilities Act (Engelli Amerikalılar Hareketi) tekerlekli sandalyeye bağlı bireylerin sandalyelerini 180 derece döndürebilecekleri alanları zorunlu kılıyordu, ve Hirshhorn’un bunu bütün odaları, sanatçının yaratmak istediği şeyi bozmadan yapması mümkün değildi.
Normalde video oyunlarını tasarlamak amaçlı kullanılan program Unity’de, Infinity Mirrors için bir sanal gerçeklik planlamak ve tasarlamak yaklaşık 4 ay sürdü. İlk olarak, bir mühendis her odayı tam anlamıyla kopyalamayı denedi. Fakat aynalarla bezeli üç boyutlu bir oda tasarlamanın sanalda, gerçekten daha zor olduğu ortaya çıktı.
Odaları yeniden yaratmaktan vazgeçtik ve Kusama’nın beyninin içine girip ‘Acaba ne üretmeye çalışıyordu?’ diye düşündük. Aynaları kullanma fikri nereden geldi? Fiziksel bir ortamın kısıtlamaları olmadan aynalar gereksizdi. Bunun yerine mühendis sadece odanın ziyaretçiye görünüşünün – ayna bağlantılarındaki siyah çizgiler dahil – dijital bir kopyasını yarattı. Projenin erken safhalarından yollanan ekran görüntüleri Kusama’nın onayını aldı ve stüdyosundan bir temsilci en son versiyona imzasını attı.
-Doucette.
Gözlüğü giyen kullanıcılar tıpkı o odadalarmış gibi başlarını bir yandan diğer yana çevirebilir ya da öne hareket edebilirler. Aynalarla bezenmiş bir odada bulunmanın sürükleyici etkisini tam olarak vermese de, orjinalinden daha sonsuz gözüktüğü kesin.
Hirshhorn engelli ziyaretçilerine müzedeki gönüllülerden isteyebilecekleri altı Samsung sanal gerçeklik gözlüğü sunuyor. Bu başlıklar yalnızca odaya fiziksel olarak girme imkanı olmayan ziyaretçilerin kullanımına açık, bu yüzden VR’ın yardımıyla serginin uzun kuyruklarını atlayabileceğinizi düşünmeyin.
Bence VR artık müzelerde bir yere sahip, özellikle fiziksel alan ve çevreler yaratan, içine girip keşfetmeniz gereken müzelerde. Bunu deneyimlemek için uzaya gitmeniz gerektiği ve bunu yapamayacağınız söylendiğinde, en iyi çözüm bu.
-Doucette